19 Aralık 2008 Cuma

Hıyarname

Değerli Dostlar;

Toprak bize cömertçe davranıp ter türlü gıdamızı vermekte vesile olmuştur. Topraktan var olduğunu bilen insan topraktan gelen herşeye de; bir dosttan gelen herşey gibi eyvallah der. Bu noktada dediği eyvallah’ın manası önemlidir. İnsan olmanın manasını kavramış kişi eyvallah’ı gönülden der ki gönülden geçen eyvallah helaldir. Bu eyvallah’ın anlamı kişinin her gördüğü şeyi Allah’ın takdirine boyun büküp teslimiyetini ifade etmesidir. Ancak kişiye eyvallah’ı nefsin söyletmesi ise haramdır.

Değerli Dostlar;

Topraktan gelen nimetler çeşitlidir. Bu nimetlere ibretle bakmalıyız ki bir çok ders çıkarabilelim. Örneğin kabakgiller familyası vardır. Dünyanın sıcak bölgelerine yayılmış 100 cinsi ve 850 türü vardır. Ülkemizde topraktan elde ettiğimiz 3 cinsi ve bunlara ait 8 türü yayılmıştır. Hepimizin bildiği kavun, salatalık, kabak, karpuz, şalgam, hıyar hep bu familyanın mensuplarıdır. Hepsinin birbirinden farklı tadı, görüntüsü ve ismi vardır. Bahçıvanlar bunların tohumlarına göre birbirlerinden ayırıp ekerler.

Asıl konumuza gelirsek, bu kabakgiller familyasının toprağa ekilmesi ve toplanması ilginçtir. Çünkü tohumları arasına mutlaka farklı bir tür de karışır. Bu yüzden örneğin bir karpuz tarlasında bir kavun, bir kavun tarlasında bir hıyar olması muhtemeldir. Bahçenin ehli mutlaka bu kavunu veya hıyarı ayırarak mahsulu toplar ve pazara sunar. Ancak bu kavun veya hıyar dile gelse bu bahçıvana ne diyebilir? Şöyle bir laf etse :”Ey bize emek veren bahçe ehli, belki ben hıyar olabilirim, ancak şu kavunla aynı toprakta, aynı sudan ve gübreden nimetimi aldın, aynı güneşin ışınlarıyla olgunlaştım, o yüzden benim rengime ve şeklime bakma, beni de kavun say.” .Sizce bahçıvan ne yanıt verebilir bu hıyara? Eminim ki işinin ehli bir kişi ise hıyara da “eyvallah” der ancak onu mutlaka kavundan ayırır.

Değerli Dostlar;

Hepimiz aynı aileden gelsek bile hıyar ve kavun gibi farklı tohumlara sahibizdir. Aynı mekanları, aynı şehirleri, aynı kültürleri, aynı eserleri paylaşsak bile tohumlarımız farklı, tadlarımız farklı, görüntülerimiz farklıdır. Ancak farkımız ayrı olduğumuz anlamına gelmez tam tersine özümüzdeki yaşam kaynağının tekliğini gösterir. Bu gösteriş ne kadar muhteşemdir ki hakkında bir çok name yazılmıştır.

Şimdi şöyle düşünebiliriz. Aynı sofradan yemek yemiş, aynı suyu içmiş, benzer konuları konuşmuş kişiler birbiriyle aynı mıdır? Belki aynı lafları ettiklerinde karşısındakilere benzediklerini düşünebilirler. Ancak laflarını nereleriyle söyledikleri önemlidir benzemek için. Gönülden söylenen laflarla benzerlik çıkar. Ya nefsiyle söyledikleriyle ne olurlar.

Efendim,

Devir, gönlün yerini dilin aldığı devirdir. Ancak bu yüzden bana da gönülden “Estafurullah” demek düşer.

Niyet edelim ki Rabbim yazdıklarımızı önce bize nasip etsin...Sonra da ihtiyacı olanlara....

Lafı çok olanın yalanı da çok olur derler.

İzninizle efendim.