28 Ağustos 2009 Cuma

Sevket Demirci İcin İftar Yemegi ve Anma Programi Daveti


BABAMIZ SEVKET DEMİRCİ'Yİ DOSTLARIYLA ANMA VE 52 Sİ SEBEBİYLE YARIN CUMARTESİ AKSAMI İSTANBUL ALTUNİZADE'DE IFTAR VE SAHUR PROGRAMIMIZA TUM GONUL DOSTLARINI BEKLİYORUZ...


ULASAMAK İSTEYENLER İCİN ;
kutupsal@hotmail.com

Noktasız Bir Hezeyan

İçimden gelmiyor Dostum;

Yazmak, anlatmak, söylemek.....

Gelmiyor işte... Deniyorum olmuyor... Sözlerim ya noktalanmıyor, ya nokta sözlerim ile buluşmuyor; Başlıyorum ama yarım kalıyor...

Eeee, şimdi diyeceksin bunlar ne?

Bilmiyorum bir itiraf say, bir dostun dosta hezeyanı say, bilmiyorum işte say birini....

Herkes anlatıyor, herkes yazıyor, herkes bir şeyleri sayıp döküyor... Ama ben Dostum, tıkandım işte...

Olmuyor....

Bilmiyorum neden?

Sözün orucu olur mu? Belki de olur, bilemiyorum...

Aşk diyorlar, meşk diyorlar, ama yok işte be Dostum, çıkmıyor işte....

Sessizce geceleri anıyorum seni... Ezan ile gözlerim açıyor orucu göz yaşı ile.... Herkesin oruca başladığı an ben açıyorum göz yaşlarım ile... Ama yine de olmuyor, gelmiyor Dostum içimden...

Özledim seni.... Yazdıklarında, sözlerinde, yaşadığım anda seni geçiriyorum içimden...

Biliyor musun? Geçen gün Kale'deydim... Her zaman ki yerde... Senden bir zerre aradım... Ama yoktun... Neredesin a Dostum? Neredesin? Belki bu sözlerimi duyar gelirsin gene yanıma, anılarınla avunuyorum... Sokaklar sessizdi, sensizdi... Aslanhane bile boştu o gün, ... O uçtaki banka oturdum... Hafif yana yatmış! Aynı benim gönlüm gibi... Oradaydım... Uzun uzadıya dinledim çevreyi belki bir rüzgar getirir senin kokunu, sözünü diye... Yok be Dostum!

Kavruluyorum işte... Ne gülüyorsun? Gülüyorsun yine eminim? Ben gel diyorum, sen geç anlıyorsun sanki... Geç bunlardan... Bu dediklerinden nasıl geçerim? Ben neyim ki?

Sözün bittiği andayım işte... Bitti yer ama nokta yok... Hem noktadan yoksunum, hem senden....

Tek bir tesellim var... Onun ne olduğunu biliyorsun... Elimden düşürmüyorum... Kimi zaman Nisa'da, kimi zaman Fatiha'da, kimi zaman da YaSin'de... Hafif hafif terennüm ediyorsun sanki... YaSin dedim de; Kaledeyken gönlümden geçerken biri andı seni yandaki masadan... Sanki bana seni, bana beni anlattı... "Yasin" dedi yanındakine, "hep diyorum ona biraz kendine dön, bak; ama Yasin beni dinlemiyor hep aynı yerde kaldı."... Bu Yasin sen misin? ben miyim? Ben de yerimde kaldım, sen de! Senin olduğun yere gelemiyorum... Ben kaldım işte burada... Bacaklarım gitmiyor be Dostum, çekmiyor bu cesedi...

İşte böyle Dostum... Nokta yok, Noktasız söz yok, Noktasız sen...

Ben Noktayı koyamadım, kaybettim Noktayı ve hatta arttırdım be Dostum...