5 Aralık 2008 Cuma

EFENDİM

21 KASIM 2008 CUMA


Yokluğunda seni özledik.
Sana değen rüzgarı, seni örten bulutu özledik.
Özlemeyi, özlenikmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi,
sevindirilmeyi özledik Efendim.
Yokluğunda seni özledik.
Sana değen rüzgarı, seni örten bulutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi,sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.
Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ahlakı, adabı, ihsanı, irfanı, iz'anı, ferseti, basireti, şecaatı, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özledik.
İzzeti, hikmeti, fıtratı, şefkati, hürmeti, devleti özledik. Senden sana tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fıtratımız, hamakat şöhratimiz, ihanet sıfatımız, küffar velinimetimiz oldu.
Efendim,
Sen kendini "abdühü ve rasuluhu:" O'nun kulu ve elçisi" olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan "kurtarıp" melekleştirerek hayattan dışladılar. Bu ifrata karşı başka bazılarıda tefrite sapıp seni"güzel örnek" olmaktan çıkarıp bir "bir postacı", bir"ara kablosu" seviyesinde görerek hayattan dışladılar.
Bunların hepsi sana iman ediyordu. Ama seni hayatımızdan çıkarmanın ızdırabını çektirdiler bize. Bu işi, göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbir şeyi değiştirmedi.
Allah seni "güzel örnek" olarak gösterdi. Sen Kur'anın konuşanı, yürüyeni, haraket edeniydin . Tıpkı bir annede spermin insana, bir ağaçta suyun meyvaya, bir arıda tozun bala, bir tavukta darının yumurtaya, bir koyunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.
Allah ısrarla seni örnek gösterirken , birileri ısrarla kitab'ı, kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi örnek edinmekle, canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu?
Efendim,
Kitapsızlıktan değil, "peygambersizlikten" kırıldık. Yokluğumuz peygamber yokluğu. Seni hatırlatan, seni andıran insanların hasretini çekiyoruz. Çocuklarımız peygamberi sorunca "evladım onun ahlakı tıpkı falancanın ahlakı gibiydi" diyeceğimiz insanlar yok denecek kadar az.
İnsanlık destanıyla yaşıt olan vahiy sürecinde birçok kitapsız peygamber gelmişti de, bir tek peygambersiz kitap gelmemişti. Sayenizde yaşlı dünya ona da şahit oldu.
Şimdi kur'an mahzun efendim, kur'an öksüz. Seninle ku'an'ın arasını ayırdık, etle tırnağın, toprakla tohumun, anayla evladın arasını ayırır gibi.
Gel de bir bak efendim, bu mazlum ümmetin hali pür-melaline. Bıraktığın din tanınmaz hale geldi, bıraktığın sitenin harabelerinde baykuşlar tünedi.
Gün geçmez iki ümmetin coğrafyasından feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasın.
Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldığının sayısını onu parçalayanlar dahi unuttu.
Bıraktığın kutlu mirası hovarda mirasyediler gibi parçalayarak paylaştık efendim. Nebevi mirasın irfani ve ahlaki boyutuna bir hizip, ilmi ve fikri boyutuna bir başka hizip, siyasi ve hareki boyutuna ise daha başka bir hizip sahip çıktı. Yüzyıllardır tüm bu hizipler, ellerindeki parçanın"bütünün kendisi" olduğunu iddia etmekle ömür tükettiler. Her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu. Hepimiz hakikatin merkezine kendimizi oturtup hak benim dedik.
Oysa ki efendim, bazen parçalanan hakikat hakikat olmaktan çıkar. Ait olduğu bütün içerisinde anlamlı olan bir parça o bütünden ayrılınca anlamsızlaşabilir. Bunu farkedemedik Efendim.
Efendim,
İsailoğulları, peygamberlerini katlediyorlardı. Biz de senin güzel hatıranı, emanetini, adını ve sünnetini katlettik. Seni katlettik Efendim.
Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, işlerinde, hayatlarında , düşüncelerinde, duygularında , eylemlerinde, evlerinde yaşattılar.
Kimilerimiz içinde sen hiç doğmadın. Onlar hep senden mahrum yaşadılar. Şol mahiler ki derya içindeydiler, deryayı bilmediler.
Varlığının kaç bahara bedel olduğunu bilmeyenler yokluğunun ıztırabını nasıl duysunlar Efendim?
Seni çok seviyoruz, seni çok özlüyoruz... Bize kırgın mısın Sevgili Efendim?
( AKABE eğitim ve kültür vakfı)'ından alıntıdır.

1 TEFEKKÜR VE SORULAR:

GölGem dedi ki...

Allah yolundan ayırmasın. Emeğine sağlık.

Hiç yorum yok: